Doç.Dr Yıldırım Saldıraner bu haftaki yazısında, sektörün olmazsa olmazlarından “Emniyet Yönetim Sistemi”ni inceledi. Saldıraner’in o yazısı
Sivil havacılıkta emniyet yönetimi konusundaki ilk 2 yazımda emniyet yönetimi kavramı ve risk yönetimini üzerinde durmuştum. Ayni konudaki bu 3. yazımda sizlere bu defa “Emniyet Yönetim Sistemi”ni açıklamaya çalışacağım.
Emniyet Yönetim Sistemi (SMS), iki temel emniyet süreci olan daha önce bahsettiğim tehlikenin tanımlanması ve risk yönetiminin gerçekleştirilmesi için gereken sistem. Bu sistem örgütün emniyetli bir şekilde faaliyette bulunması için gereken tüm araç ve uygulamaların hazır olmasını ve doğru kullanılmasını sağlıyor. Ayrıca, kaynakların gereksiz kullanımını da önlüyor.
SMS’e, örgütteki belirli emniyet yönetimi süreçlerinin yürütülebilmesi için gereken araçların doğru ve zamanında saklanması, gerektiğinde bulunabilmesi ve kullanılabilmesini sağlayan koruyucu bir kabuk olarak bakabiliriz. Bu kabuğun, içinde doğru araçlar olmadan yarar sağlamayacağı muhakkak.
Önce temel yaklaşımlara bakalım. Emniyet yönetimi işletmenin bütününü (tüm operasyonları) ele alır. SMS kapsam olarak tüm işletme, bakım, onarım, destek hizmetleri, eğitim, kontrol/denetim ve diğer tüm operasyonel etkinlikleri içerir. Bu kapsama, etkinlikleri destekleyen finans, insan kaynakları, hukuk/mevzuat gibi hususlar da dahildir.
SMS üst yönetimden başlar. Zira emniyet yönetimi kaynak gerektiren bir etkinliktir ve kaynak dağıtımı üst yönetimin görevidir. Üst yönetim emniyet yönetiminin gerekliliği ve rol/hedeflerini bilmezse, yeterli kaynak aktarmada sorun yaşanabilir.
SMS, işletme genel emniyet seviyesi üzerinde sürekli iyileştirme yapmayı hedefler. Emniyet yönetiminin doğasına uygun olarak, sürekli ve günlük, tehlikelerin tanımlanması, bilgilerin toplanması ve analizi, emniyet riski tahminleri ve azaltma stratejilerinin uygulanması, operasyonel işlevleri destekleyen emniyet seviyelerinin sürdürülmesi hiç bitmeyen etkinliklerdir. Kazanın gerçekleşmesi beklenmez. Geliştirilecek önlemler ile kaza olmamasının sağlanması esastır.
SMS’de havacılıkla ilgili taraflar önemli role sahiptir. Tarafların belirlenmesi ve gerekli bilgi akışının sağlanması gereklidir. Bunlar, havacılık profesyonelleri, uçak sahipleri ve işleticiler, havacılık düzenleme kurumları, sektör içindeki ticari birliktelikler, bölgesel hava trafik hizmet sağlayıcılar, meslek örgütleri ve federasyonlar, uluslararası havacılık kuruluşları, araştırma merkezleri ve uçuşları kullanan kamuoyu gibileridir. İlgili taraflar, ele alınan emniyet riskleri konusunda işletmedeki karar vericilere yardımcı olabilir. Ancak, iletişimde anlaşılabilirdik zorunludur.
SMS, emniyet yönetimi etkinlikleri önceden belirlenen bir plana uygun oldukları ve işletme içinde tutarlı bir şekilde uygulandıkları için sistematiktir. Ayrıca, emniyeti etkileyen olaylar ortaya çıkmadan önce, tehlikelerin tanımlanmasını ve emniyet risklerinin kontrolü ve azaltılmasına dayalı bir yapı üzerine inşa edildiğinden proaktiftir. Görüş, fikir, önyargı gibi düşüncelere dayanmaz, veri temellidir. Sürekli kontrolü içeren stratejik planlamayı içerir. Bu şekilde, sürekli iyileştirme sağlanır. Tüm emniyet yönetim etkinlikleri belgelendiğinden, görülebilir ve savunabilir olduğundan açık yapıdadır. Bilgiler herkesin erişimine açık bir şekilde kaydedilir, saydamlık sağlanır.
SMS geliştirilmesinde ilk koşul sistem tanımlanmasıdır. Havacılık sistemi içindeki bireyler, ilişkiler, etkinlikler ve kaynaklar tanımlanmalı, potansiyel emniyet açıkları tehlikeler bağlamında anlaşılır hale getirilmelidir. Sistem, birleşenleri ve etkileşimleri bakımından tanımlandıktan sonra, ikinci adım bireyler ve sistemin diğer birleşenleri arasındaki ara yüzlerde tehlike olarak tanımlanan emniyet açıklarının, sistemde zaten mevcut olan kaynakların analizi ile ele alınmasıdır. Bu işleme “boşluk analizi” denir. Uyumsuzluklar emniyet açıklarıdır, düzeltilmesi gerekir. Boşluk analizi tamamlandığında ve belgelendiğinde, eksik veya hatalı olduğu belirlenen kaynaklar, yapılar ve düzenlemenler, mevcut olanaklarla birlikte SMS uygulama planının temelini oluşturacaktır.
SMS çerçevesi, (1) Emniyet Politikası ve Hedefleri (yönetimin taahhüdü ve sorumluluğu, emniyetle ilgili hesap verme sorumluluğu, emniyetin sağlanmasında önemli rol oynayan personelin atanması, acil müdahale planlamasının eşgüdümü, SMS dokümantasyonu), (2) Emniyet Riski Yönetimi (tehlikenin tanımlanması, risk değerlendirmesi ve riskin azaltılması), (3) Emniyetin Güvence Altına Alınması (emniyet performansının izlenmesi ve ölçülmesi, değişimin yönetilmesi, SMS’in sürekli olarak iyileştirilmesi), (4) Emniyetin Teşvik Edilmesi (eğitim ve öğretim, emniyet iletişimi) başlıklarını içermektedir. Bu başlıklar Emniyet Yönetimine ilişkin ICAO Annex 19’da yer alan tüm kural ve tavsiyeleri kapsayacak şekilde düzenlenmiştir.
SMS, örgütler için sıfırdan kurulması ve tek başına uygulanması gereken bir sistem değildir. Mevcut Kalite Kontrol Sistemi, Çevre Yönetim Sistemi, İş Sağlığı ve Emniyeti Sistemi ve Güvenlik Yönetim Sistemi ile ilişki ve uyum sağlanmalıdır. Bu sistemlerin birbirine uyumu ile tekrarlar ve dolayısıyla maliyetler azaltılır, genel işletme riskleri azalır, karlıklı artar, çatışan hedefler dengelenir (üretim/emniyet gibi), çatışan sorumluluklar ve ilişkiler dengelenir ve kuvvetler dengesi sağlanır.
Bir SMS’in başarılı bir şekilde yürütülmesi için gerekenleri şu şekilde özetleyebiliriz.
– Örgüt yönetiminin taahhüdü ve sorumluluğu açık olarak belirlenmelidir.
– Örgütün tüm personelinin hesap verme dahil görev ve sorumlulukları da açık olarak belirlenmiş olmalıdır.
– Emniyetin sağlanmasında görevli personel gerekli eğitim ve deneyim koşullarını sağlamalıdır.
– Örgüt içi emniyet iletişimi aksaksız sağlanmalıdır.
– Acil müdahalelere yönelik planlama ve uygulamalar net olmalıdır.
– Emniyet riski yönetim süreci iyi düzenlenmeli, yönetilmelidir.
– Emniyetin güvence altına alınmasında ölçüm ve değerlendirmeler düzgün yapılmalı, süreklilik ve değişime uyum ve gelişim sağlanmalıdır.
– Emniyet teşvik edilmelidir.
SMS’in uygulanmasına katkı sağlamak üzere oluşturulması gerekli pek çok mekanizma var, kapsamlı dokümantasyon işleri var, bunların detayıma girmeyeceğim.
Sizlere bahsetmek istediğim son husus, emniyetin teşvik edilmesinin gerekliliği, yani emniyet riski oluşturan eylem ve olayların raporlanması. Raporlama, zorunlu ve gönüllü olmak üzere 2 şekilde yapılır. Zorunlu raporlama da nelerin ne şekilde raporlanacağı önceden bellidir. Önemli olan gönüllü raporlamanın yaygınlaştırılmasıdır. Gizli raporlama (raporlayanın gizli kalması) teşvik edilmelidir. Raporlayanlar ceza alma korkusu yaşamamalıdır. Ancak bu şekilde emniyet güçlendirilebilir ve gereken veri bankası yeterinde çoğaltılarak, düzeltici ve geliştirici uygulamalar arttırılabilir.
Günümüz sivil havacılık sisteminde ülkelerin kendi milli emniyet sistemlerini geliştirmeleri (Devlet Emniyet Sistemi), havacılık örgütlerinin de buna uygun kendi SMS’lerini geliştirmeleri ve uygulamaları zorunludur. Kabul edilebilir riskler önce ülkeler sonra buna uyumlu olarak örgütler tarafından belirleniyor. Uluslararası standartlar ile ulusal düzenlemeler zaten minimumları gösteriyor. Örgütlerin bunların altına inmesi, mümkün değil. Ülkemiz Sivil havacılık Genel Müdürlüğü SSP ve SMS’e ilişkin tüm gereklilikleri sağlamış durumda. Gözetim ve denetim mekanizmaları da gayet güzel işliyor. Ancak bu yeterli değil, örgütlerin de yani havacılık işletmelerimizin de kendi iç gözetim ve denetim mekanizmalarını iyi bir şekilde işletmeleri ve SMS’lerini sürekli, geliştirmeleri lazım.(yenialanya.com)ç
kaynak:bagimsizhavacilar