Son yıllarda hemen hemen her gün yazılı ve görsel basında İHA haberlerini görmekteyiz. İnsansız hava araçlarının kısaltması olan İHA sistemleri sivil ve askeri birçok alanda kullanılmakta, her geçen gün bu alanların sayısı da artmaktadır. 33 gramlık nano-İHA’lardan yolcu uçağı boyutlarına kadar üretilen İHA’ların tarihi aslında çok yeni değil. İlk motorlu uçuşun gerçekleşmesinden sadece 13 yıl sonra 1916 yılında insansız hava araçları kullanılmaya başlanmıştır. Fakat birçok sebepten dolayı 1980’lere kadar İHA’lar öne çıkmamıştı. Özellikle son dönemde teknolojinin her alanda gelişmesine paralel olarak maliyetlerin de azalmasıyla birlikte bugün kargo taşımacılığından arazi sulamaya, film çekimlerinden arama-kurtarma çalışmalarına kadar birçok alanda İHA kullanımı yaygınlaşmıştır.
İHA denildiğinde hava aracının gövdesi ile birlikte taşıdığı faydalı yükler (kamera, veri aktarım cihazı, radar vb.) ile hava aracını kontrol edildiği istasyon ve haberleşme birimleri gibi birçok alt sistem akla gelmelidir. Bu sebeple son dönemde bilim insanları İHA’dan çok İnsansız Hava Aracı Sistemleri (İHAS) tanımı kullanmaktadırlar. İHAS alanında yaşanılan en büyük karmaşalardan biri tanımlama ve kategorilendirme alanında yaşanmaktadır. İHAS denilince akla model uçaklar veya drone diye tabir edilen hava araçları da gelebilmektedir. Model uçaklar genellikle radyo kontrollüdür ve kullanıcının görüş alanı içerisinde kalkar, uçar ve döner. Drone da yine model uçak gibi kullanıcı kontrollü ya da daha önceden tanımlanmış uçuşunu otomatik olarak gerçekleştirir, bu sırada görüntü kaydetme vb işlevini uygulamış olur. İHAS ise bunlardan farklı olarak kontrol istasyonu ile haberleşebilir, çektiği görüntüleri, konum ve hız gibi bilgileri anlık olarak aktarabilen sistemlerdir. Bu yazı dizisinde İHAS’ların dünyadaki güncel durumunu ve ülkemizin bu sistemleri üretim sürecinden bahsedeceğiz. Radyo kontrollü uçak tasarımı ve üretimi ile ilgili ilerleyen dönemlerde bir çalışma yapmayı da planlıyorum.
Neden İHA’lar günümüzde bu kadar önem atfedilen alanların başında geliyor diye baktığımızda (3D -dull, dirty, dangerous) sıkıcı, kirli ve tehlikeli görevleri daha az maliyetle ve kayıpsız üstlenmesi başlıca sebepler olarak karşımıza çıkıyor.
Yerli İHA’larımız
Türkiye’nin sahip olduğu ilk İHA denilince akla İsrail’in Heronları gelse de 1993 yılında a General Atomics Aeronautical Systems firmasından alınan GNAT’lar Türk semalarında uçan ilk İHA’lardır. TAI bu tarihten üç yıl önce UAV X-1 projesini başlatsa bütçe probleminden dolayı seyrüsefer safhasına geçilememiştir. 1990 yılında başlanan ve 2 yıl sonra iki adet prototipi üretilen ŞAHİT isimli İHA Türkiye’nin ürettiği ilk İHA olarak kayıtlara geçmiştir. 1997 yılında gelindiğinde Milli Savunma Bakanlığı ile EES firmasının ortak çalışmasında Doğan İHA projesi başlatılmış fakat seri üretimine geçilememiştir. Bu sürecin ardından 1998 yılında GNAT’ların gelişmiş versiyonu olan I-GNAT MALE isimli yüksek irtifa İHA’ları satın alınmış olup, 2008 yılına kadar kullanılmıştır.



2000’li yıllar hem ülkemizde hem de dünyada İHA’ların altın çağını yaşayacağı bir dönem olmuştur. Bazı bilim adamları bu dönemi drone age yani drone çağı olarak adlandırmaktadır. TUSAŞ ile birlikte birçok sanayi kuruluşu da İHA’ların gelecekteki önemini kavramasıyla birlikte geçtiğimiz 20 yıl ülkemiz açısından İHA özelinde başarılı geçirilmiştir diyebiliriz. 2001 yılında TUSAŞ tarafından üretilen TURNA İHA’sı ilk yerli üretim hedef uçak olarak kayıtlara geçmiştir. Bu başarılı çalışmanın ardından 2004 yılında SSM ile birlikte ANKA İHA projesi hayata geçirilmiş, Aralık 2010’da ANKA ilk uçuşunu başarı ile gerçekleştirmiştir. ANKA ve ANKA-S ile ilgili detaylı bilgileri yazı dizisinin sonraki bölümlerinde yer alacaktır. Kalekalıp – Baykar Makina Ortak Girişimi tarafından 2005 yılında geliştirmesi başlatılan Bayraktar mini İHA 2007 yılında TSK envanterine girmiştir. Ayrıca Bayraktar mini İHA 2012 yılında Katar Silahlı Kuvvetleri tarafından 20 adet satın alınarak ihraç edilen ilk İHA olmuştur. Yine Baykar Makine tarafından Malazgirt döner kanat İHA’sı 2009 yılında TSK’ya teslim edilmiştir. Aynı yılda Bayraktar TB-2 taktik İHA’nın ilk uçuşu gerçekleştirilmiştir. Günümüze kadar 100 adetten fazla üretilen, ihraç edilen ve silahlı modeli üretilen Bayraktar TB-2 2019 yılında 100 bin uçuş saatini tamamlamıştır. Bu süreçte ülkemizin sınır ötesinde yürüttüğü birçok operasyonda başarılı ile görev almış TB-2’ler son 10 yılda ülkemizin göğsünü kabartmıştır. Silahlı modeli olan TB-2 SİHA’sında kanatlarına Roketsan tarafından üretilen 4 adet MAM-L ve MAM-C füzelerini taşıyabiliyor. Bu gelişmeler ülkemizi kendi silahlı İHA’sını ve yerli mühimmatını üreten dünyadaki 6 ülkeden biri olmasını sağlamıştır.



Baykar Makine ile hemen hemen aynı dönemde Vestel Savunma firması da yerli İHA çalışmalarına başlamıştır. Karayel taktik İHA çalışmaları 2007 yılında hayata geçirilmiş ve 6 adet İHA 2015 yılında operasyonel anlamda kullanılmaya başlamıştır. Vestel Savunma Karayel çalışması ile birlikte EFE ve BORA isimli iki ayrı İHA projesi de yürütmüştür.


Yazının ikinci bölümünde öne çıkmış yerli İHA’ların teknik detaylarına geçeceğiz.
Tum sureci anlatan güzel bir yazi olmus
teşekkür ederim.